Thursday, November 30, 2006

postponehane
yine erteledim.. herşeyi her zaman erteliyorum..deney mi yapılacak "tamam haftaya başlarız" bi arkadaşımla mı buluşacağım "tamam haftaya ayarlarız birşeyler" ben niye böyle bir insan oldum bilmiyorum ama hiç hoşuma gitmiyor bu halim herşeyi zamanında yapsam belki çok daha rahat ve mutlu olurum ama olmuyor işte içime işlemiş bir kere.

bir de şu yukarıdaki elbiseyi istiyorum haberiniz olsun

Monday, November 27, 2006

çekik
ben de kendimi bos işlerle uğraşır sanırdım.. bir izleyin ben çok güldüm hele onların gülme seslerine daha bir çok güldüm.
http://www.isnichwahr.de/redirect10681.html
özet


kahvaltı mı pazar mı? yok canımm

Cola'nın en güzel hali cam hali


şans tılsımı bileziğim ve korkutan eldivenlerim





Friday, November 24, 2006

i want a lover i don't have to love

You write such pretty words,
But life's no storybook.
Love's an excuse to get hurt.
And to hurt.
Do you like to hurt?

Thursday, November 23, 2006

Life Manual
Tezimi yapacağım bütün aletler bozuk.. zaten içim de sıkılıyor bazen böyle işte herşey can sıkıcı. Christian Bale oynuyor diye Harsh Times filmine gittim fena değildi aslında ama Bale oynamasa izlemezdim heralde ki nitekim beraberimde sürüklediğim 7 kişi pek memnun kalmadı.

Söylemeden edemeyeceğim Hacıbaba diye bir baklavacı var burda Ankara'da yaşayanlar bilir. Orda kaymaklı baklava diye birşey var diğer şerbetli tatlılardan pek hoşlanmam ama bu gerçekten anormal birşey yani içimi bile kıymıyo. Bu aslında kaymaklının fotoğrafı değil ama okurken gözünüzde birşeyler canlansın diye koyuyorum..
Bu iç sıkıntısı geçici birşeydir diye umuyorum. Haftasonu geliyor belki o zaman geçer ama belki de bir tatile ihtiyacım var evet evet kesin var. ama nereye gitmeli London 'a gidemem o geliyor. Amerika'ya daha vakit var.. İstanbul hmm fena fikir değil ama "daha yeni gitmemiş miydin J?" yok yok vazgeçtim off işte yine çözümsüz kaldım...
Şu an önümde Laboratory Manual 'ı görünce aklıma geldi keşke Life Manual diye birşey olsa da böyle zorlandığım anlarda hemen index ini karıştırıp duruma uygun birşeyler bulabilsem. Mesela şöyle olabilirdi "ayakkabım sıkıyor" sorunu altında "önce yalnız kalabileceğin bir yere git ayakkabılarını çıkar, biraz rahatla, şimdi onlara şöyle bir bak estetik hiçbirşey. onlara yeterince sinirlen bugünü birazcık acıyla bitir sonra onları aldığın yere git biraz çirkeflik yap şimdi kendine yeni bir çift ayakkabı al" tabi biraz daha profesyonelce yazılabilir. ama hoş olmaz mıydı?

Monday, November 20, 2006

1 week(end) 1 week starts
önce büyük hata yaparak bir cumartesi günü ankara'nın en büyük alışveriş merkezine gittim . gerçekten çok kalabalıkken oralarda olmayı hiç sevmiyorum ama vakit geçirmem lazım kızlarla buluşana kadar en iyisi yemek yemek dedik annemle..
ordan çıktım ve yol mevhumum sıfır olduğu için her zaman gittiğim yollarda yine kayboldum ve 1 saat araba kullanırken şu fotoyu çektim :
sonrasında hep gittiğimiz yerin başka başka insanlar tarafından işgal edilmiş olduğunu gördük. (tabi bunun öncesinde yaşlı bir hanımefendiyle park krizi yaşadık) Biz de şöyle bir his var eğer biz bir yeri herkesten önce keşfetmişsek ve her gün oraya gitmeye başlamışsak yeni insanlar oraya gelmemeli sadece bizim gibi oraya gelmeyi alışkanlık edinmiş insanlar gelmeli.. ne kadar bencilce di mi??

ve bugünün sonu o gün şehir dışında olan B'nin evinde tv izleyerek bitti..

pazar günü ev halkını ormanda yürümeye ikna ettim ve tabi ki sonrasında tam da sevdiğim gibi dünyanın en paspal yerinde dünyanın en lezzetli şeylerini yemeye gittik.


ve akşamm bi arkadaşımın 9 kişiye lüfer ve midye ziyafeti çekmesiyle sona erdi...

Friday, November 17, 2006

"this is major tom to ground control
i'm stepping through the door
and i'm floating in a most peculiar way
and the stars look very different today for here
am i sitting in a tin can
far above the world
planet earth is blue
and there's nothing i can do
though i'm past one hundred thousand miles
i'm feeling very still
and i think my spaceship knows which way to go
tell my wife i love her very much she knows"

Thursday, November 16, 2006

BABEL LATTE
eveet dunku 2 hevesim de kusagımda kaldı diyebilirim :
1. pumpkin latte kalkmış artık satmıyolar yani dönemlik bir kahveymiş. Böyle birşey olabilir mi yaa önce çıkar insanlar sevsin, alışsın sonra bir anda kaldır. Gerçekten çok sinirlendim bir de ordaki insanların bir suçu olmamasına rağmen "o zaman ben şimdi ne içeceğim" diye baya bi beyinlerini yedim. Onlar da beni yakında Toffie bilmemne latte çıkacak onu da seversiniz belki üzülmeyin diye avutmaya çalıştılar..
2. B'yi VOLVER a gitmeye ikna edemediğim için en azından BABEL'a gitmeye razı ettim.. evet biraz dramdan içim kıyıldı ama yine de bence görülmeli, ama eğer birazcık sinirleriniz bozuk olduğu bir günde giderseniz 3 saatin sonunda depresyonda çıkabilirsiniz filmden.
Bir de filmden anladığım kadarıyla Babil aynen böyle bir yer.

Wednesday, November 15, 2006

balkabaği
pumpkin latte lutfen herkes denesin. zaten pumpkin li herseye bayılıyorum. LA PASSERALE de çorbasını içmiştik o da çok güzeldi.
birazdan tek başıma bugunki pumpkin latte hakkımı içmeye gideceğim. ama bunu içmeye gideceğim yerin bir alışveriş merkezi olması tamamen bir tesadüf kesinlikle alışverişim fln gelmedi hayırrr gelmemeli...
akşam ne kadar zamandır merak ettiğim VOLVER'i izleyeceğim sonunda çok heyecanlı. artık yarın yorumlarımı yazarım.

bir de kırık biskuvi gel artık!

Tuesday, November 14, 2006

i'm feci confused yani birileri please HELP ME...

Wednesday, November 08, 2006

köstebeks

eskiden yani biz küçükken " dorit dorit mogu mogu " diye şarkı söyleyen köstebeklerin olduğu bir çizgi film vardı. kime bundan bahsedip " hatırlamıyor musun? " desem benimle dalga geçti. lütfen bunun benim kafamda kurduğum bir hayal olmadığını o köstebeklerin bir çizgi filmi olduğunu söyleyin bana...

Monday, November 06, 2006

i was 22, i had my share of view..


cuma günü gittik buraya yanımızda diil londra da olanı özledik sora.. italyan restoranı burası bence ankaranın en iyi yemek yapan yerlerinden biri ayrıca. yarım ay demekmiş galiba ismi.

cumartesi oldu THE WAILERS geldi ayağımıza kadar gitmemek olur mu?? hepsi çok yaşlı ama o nasıl bi cool luktur. vokal yapıp danseden kadınlar harika butun hareketlerini yapmaya çalıştım ; başarısız...

pazar..KAR.. ben ankaranın en soğuk en çok kar yağan yerinde oturuyorum. arabayı almam imkansız yani tüm ankara halkı için bu daha hayırlı olucak.

ve yine pazartesi sanırım çalışmam lazım.

bu klibi izlediğimde gözlerim doluyo ve şarkı gerçekten inanılmaz.
The Dears - the death of all the romance :
www.youtube.com/watch?v=Ty41BuLsc1A

Friday, November 03, 2006

keyfimi yerine getiren şarkılara bayılıyorum :
Turtles - SO HAPPY TOGETHER

Wednesday, November 01, 2006

bir de resimlerle