Tuesday, January 30, 2007

haftasonu harikası



ve tabi şiş bir diz ve ağrıyan bir vücut... her tarafım ağrıyooooo.....

öznurcan bugün avukatlık yemini ediyor. Ben de yemin ediyorum tanıdığım en iyi avukat ssen olacaksın öznürcum.

Friday, January 26, 2007

biraz once gerçekten korkunç bir şey okudum. Çin'de şöyle bir çete yakalanmış:
bu çete elemanları bazı ailelerden kızlarını bir çeşit başlık parasıyla alıyorlarmış.Önce bu kızları bir şekilde öldürüyorlarmış ve öbür dünyada yalnız kalmamaları için ölmüş bekar erkeklerin ailelerine satıyorlarmış. neler oluyor dünyada, insanlar neden bu hale geldi, neden bu kadar kolay birilerini öldürmek.. haberin devamını burdan okuyabilirsiniz:
http://www.timesonline.co.uk/article/0,,3-2566549,00.html

Monday, January 22, 2007

what's next?
gercekten de çok disco disco bir geceydi. önce quick china'da dünyanın en kötü sushi tabağını sipariş ettik ve yiyemedik. sonra tequila sonra bien, tres bien.. sonra 51 promil ve sonra disco disco ve saatlerce dans ettik gerçekten saatlerce. uzun zamandır dansetmemişim. grup öznur a bir happy birthday şarkısı bile söyledi. hatta ısrarlarımıza dayanamayan dj bizim için bir "disco 2000" bile çaldı. gecenin sonu da aspava hem de 4 te. bu artık bana birkaç ay yeter o kadar yoruldum ki. yaşlanmışım işte malesef..


dün çılgınca americano oynayıp paraları kazandıktan sonra 2 yıldır ilk defa bowling oynadım. baya eğlenceliymiş unutmuşum.

Friday, January 19, 2007

disco disco
rahatlık fazla geldi biraz. bu gece uzun zamandan sonra manhattan a gideceğim cuma günlerinin eğlenceli grubunu bir de ben dinleyeceğim çünkü bugün öznurun doğum günü. İyiki doğdun öznur.
istanbul maceraları geçirdim 2 tane. bir tanesinde aynı gün içinde uçup geldim tek başıma. hatta havaş otobüsünde bir resim bile çektim.
söylediğim gibi hiç iyi bir fotoğrafçı değilim.ama yeni fotoğrof makinamın gelmesine çok az kaldı. onla güzel birşeyler yapabileceğim umarım.

ikinci istanbul seyahati bir arkadaşımın nişanı için gerçekleşti. bu sefer trenle gittim hem de bir bakıyorsunuz koltuk bir bakıyorsunuz yatak olan trenle. çok güzeldi.
emirganda kahvaltının ve Set Balık'ın ne kadar güzel olduğunu anlatmama gerek yok zaten.

sonuç yine ankaradayım. ama sanırım şunu farkettim ben istanbul'da yaşamayıp keşke istanbul'da yaşasam demeyi seviyorum yani belki de orda yaşamayı o kadar da çok istemiyorum ya da kendimi kandırıyorum...bilemiyorum...
burası kanyon ben burayı her gittiğimde çok beğeniyorum ama soğuk problemine henüz bir çözüm getirememişler.
bir de anlamadığım birşey var ki. telefonla çektiğim resimleri bilgisayarda edit leyemiyorum ama NEDEN? bu resmi de döndüremediğim için yandan bakmalısınız ..
askerdeki seckin ve alper geldi hoşgeldi..
bir de 2 tane super ayakkabı aldım onların resimleri de yakında gelecek.



Thursday, January 18, 2007

dayanılmaz hafiflik
seminerden çıktım şu anda.bi garibim sanki yine ona çalışmam gerekiyor gibi yani tabi bu herkese olur ama bu farklı girmeden önce ilkokuldaki gibi karnıma ağrılar girdi..
gitmem lazım ama devamı gelecek...

Thursday, January 04, 2007

Startal
18 Ocak seminer yaklaştı.uzak kalabilirim buralardan sadece müzik dinleyip çalışabilirim. Ayşenazın hatırlattığı Rufus Wainwright- The One You Love dinleyebilirim. Yeni yıla alışmaya çalışabilirim. Tarihi yanlış atıp düzeltebilirim birçok kez. Tatili bitip bizi bırakıp gidenler için üzülebilirim. Tatilde ne kadar çok yattıysam o kadar çok koşuşturabilirim. İstanbul' a gidebilirim 1 günlüğüne. Görmek isteyip göremediğim ama buna inandıramadığım arkadaşlarımı arayabilirim buluşabilirim onlarla en azından bir kahve içebilirim di mi? Prestij'i bir kere daha izleyebilirim. Sanırım 2007 ye artık başlayabilirim ben de..