Friday, September 29, 2006

The Devil Wears Prada

Tamamen boş bir kitap olmasına rağmen okurken çok eğlendim hatta filmi gelio hemen ona da gidicem. New York'da çok ünlü bir moda dergisinde çalışan bi kızın patronundan çektiklerini anlatıyo aslında ama hayattaki tercihler ve seçimler hakkında baya bi düşündürüyor insanı. Bunu okurken hep Paris'te Concorde daki çok şık giyimli , çok başarılı, çok ii işler başaran ama muhtemelen saç bakımı konusunda master yapmış, çalıştığı şirketin toplantılarında selülit kreminin bu seneki karını tartışan kadınlar geldi aklıma. Ama düşününce sonuçta o işleri de birileri yapıcak, mutlaka birileri bi tünelin nasıl yapıldığını değil de bu sonbahardaki modanın ne olacağını tartışacak ve hatta onlar muhtemelen hepimizden daha çok zevk alacaklar yaptıkları işten..ne gusel..

Tuesday, September 26, 2006


aeki

aynen bu lamba gibiyim su anda kafam 500 000 parcaya bolundu daha dogrusu KAFAM KARIŞTI.

herkes bişiler soruyo ben surekli ogrencilerin isimlerini yazıorum odama gelin die ama sonra ne soylemem gerektigini unutuyorum.

bu lambanın satıldıgı yerdeki herseyi almak istiorum hepsini..

Friday, September 22, 2006


nouvelle vague


dinledikçe şarkıcı olasım geliyo ama şimdilik mühendislikle idare edicez. ve bu resimleri super diil mi?

in a manner of speaking
i just want to say
that i could never forget the way
you told me everything by saying nothing....

bugun yine bi dugun bu sene neden herkes evleniyo anlamış diilim..hele ablamın beni bırakıp gitmesini hic ama hiiiiiiccc......

Thursday, September 21, 2006

C'est super...

aysenin blogunda epica reklam odullerinin sitesini gorunce hemen tıkladım bir de ne goriyim muthis harika inanılmaz bir h&m reklamı hemen izlenmeli:

http://www.epica-awards.org/assets/epica/2005/winners/films/flv/23004.htm
come on CLOSER..

dün moviemax sağolsun CLOSER ı ikinci kez hayranlıkla seyretmemi sağladı.gerçekten bu filmi beğenmeyenleri bir türlü anlayamıyorum inanılmaz güzel bence.tabi jude law ın etkisi de göz ardı edilemez.dün 3 kız karşısına geçip hiç konuşmadan izledik.normalde bişi izlerken bişi yemememiz söz konusu bile diildir ama kimsenin onu düşünücek kafasını filmden başka bişeyle meşgul edicek hali yoktu. izlemiyenler hemen izlesin izlemiyen kimse kalmasın..
eveeet bir dier arkadasımın da london dan kabul almasıyla sinirlerim bir kez daha gerildi nedir bu şehrin benden istediği. neyse en azından a.s.z nin ev bulduğu müjdesi geldi de hep beraber rahatladık burda. bekle gelioruz london!!

Thursday, September 14, 2006


Tri....

2003 yılına ait bi fotoğraf olsa da hatta kendimize ait dijital makinaları yeni kullanmaya başladığımız için her şeyin resmini çeksek de, artık bu spor ayakkabıların yerini topuklu ayakkabılar almış olsa da ben bu foto yu çok seviyorum..hem de benim gibi ayaklardan pek de hoşlanmayan bi insan.. küçükken herkesin ayaklarından kaçardım, ayak görmeye dayanamazdım hatta kendim de burnu açık hiçbirşey giymezdim ama sonradan ki bu bi 4 sene öncesi fln flip-flop rahatlığını tadınca yaz boyunca ayağımdan çıkarmamaya başladım..ne rahatmış meğersem bu kadar zaman yazık diil mi o ayaklara bundan mahrum kalmışlar..

aslında yeni foto larda koymak istiyorum tabi ki buraya ama o kadar kötü bir fotoğrafçıyım ki kendimi brz geliştirene kadar eskilerle idare edicez.

ben burda bunları yazarken burdaki işimde en sorumlu olduğum insan, yani hocam, buraya geldi ve artık tez deneylerine başlamam gerektiğini söyledi allahtan ekrana fazla yaklaşmadı da yazdıklarımı göremedi ama yine de o lafı bile beni yeterince DOWN yapmaya yetti. ama saatte 11:37 olmus yani 23 dk sonra ögle yemeği vakti gelicek şimdi gel de çalış olucak iş mi??

Tuesday, September 12, 2006

saçın kesinlikle hiçbi şekle girmediği günler vardır ya oyle günlerde saçımla uğraşırken sanki bana "boşuna uğraşıyosun olmıcak" diyomuş gibi geliyo saç tellerim ve o zaman onlara daha da çok sinirleniyorum.

benim iş yerim yani aslında burası bir üniversite çok değişik bir yer. Kesinlikle görev dağılımında bir sıkıntı var, bazılarının hiçbir işi yokken diğerleri bütün herşeyi halletmek durumunda ama ben bunun hangi "bazıları" tarafındayım hala tartışılıyo daha doğrusu sadece B benim pek bi iş yapmadığımı düşünüyor galiba ama o zaman nasıl oluyor da bu kadar yoruluyorum.

dün B'yle basket oynadık ama tabi ki bir spor salonunda ya da gerçek bir potada olmadı bu. Küçükken benim odamda da olan böyle küçücük toplu potalar vardır genellikle kapı arkasına filan takılan işte onlarda oynadık.20 dakika fln oynadıktan sonra nefes nefeseydim acaba biz küçükken bunu saatlerce nasıl oynarmışız??

en yakın arkadaşımın lanet Londra'ya yerleşmesine 4 gün kaldı aslında feci üzülüyorum ama o çok istiyor o yuzden seviniyorum biraz da.Ama sanırım birazcık bencil bi kişilik olduğumdan hala üzüntüm daha ağır basıyo. Daha yeni şurdan denize inmeye çalışırken beraberdik biz onla şimdi ne diye gidiyo ki...


bu postları yazarken acaba kelimeleri gerçekten yazıldıkları gibi mi yoksa okuduğum gibi mi yazıyım diye baya kafa yordum ama baktım olucak gibi diil türk filmi gibi okunmasındansa imla kurallarını hiçe saymaya karar verdim.

bu SERÇEDES'i gören oldu mu?? lütfen sahibiyle tanışmak istiyorum :)

Monday, September 11, 2006



Şimdi bugün bu blog un ilk günü sayılır aslında bunu bi kutlamak lazım ama burdaki efektlerle ilgili şeyleri tam olarak öğrenene kadar sadece yazı olucak burda sanırım görücezz...
Bu ilk post olucak korkarım ki ama şimdiki zamandan anlatmaya başlayamam ki önce brz eski zamandan bahsetmek lazım resimler lazımm ohhooo...

Neden bütün arkadaşlarım londra ya taşınmak zorunda ki ya da niye ben burda kalmalıyım? Neden bu cookie yi artık 4e diil de 2ye bolucez biz? Neden odam bütün bölümdeki her odadan daha çok güneş alıyo? Neden tez yazmak zorundayım? Her sabah uyanıp bugün müsli yicem dediimde neden kendimi ekmeğe bal sürerken buluyorum? Neden benim demir eksikliğim var istediğim kadar kahve içemiyorum? Neden çikolata sosunu direk damarımdan alamıyorum? Neden uykumu hiçbir zaman alamıyorum?